İlk röportajı okumak için buraya tıklayın.
Bu röportajda uzun zamandır değinmek, okuyuculara aktarmak istediğimiz evrim meselesini Celal Şengör'e sorduk. Bunu yaparken, soruların en temel şekliyle olmasına gayret ettik ve sorularımızda toplumun kullandığı argümanları kullanmaya çalıştık. Bilgilendirici ve merak uyandırıcı bir röportaj olmuştur umarız.
-Hocam ilk olarak en temel meseleden başlayarak bir soru sormak istiyorum; biz toplum olarak neden evrimle barışamıyoruz?
-Cahil olduğumuz için. Bizim temel eğitimimiz yok, hiç yok. Yani ilkokul eğitimimiz yok, ortaokul eğitimimiz yok, lise eğitimimiz yok; bu eğitimler olmadığı için sen alman gereken coğrafya dersini alamıyorsun, bir biyoloji dersini alamıyorsun, bir jeoloji dersini alamıyorsun, bir astronomi dersini alamıyorsun, bir matematik dersini alamıyorsun, bunları alamayan adam evrimi anlayamaz. Değil mi? Evrim içinde ihtimal vardır matematik lazım, efendime söyleyeyim, şimdi biz konuşuyoruz "Hayat dışarıdan gelmiş olabilir mi?" diye, biraz astronomi bilmen lazım Dünya'nın etrafında ne olduğunu anlamak için, evrim bir çevre içerisinde cereyan ediyor jeoloji bilmen lazım, coğrafya bilmen lazım ki ortamları tanıyasın Dünya'da ve bir de tabii biyoloji bilmen lazım. Bunların hiçbirisi olmadığı için... Yani biz depremle niye başa çıkamıyorsak evrimi de o yüzden anlayamıyoruz. Bir de bu kadar cahil olduğumuz için biz masal dinlemeye çok meyilliyiz, yani masal dinleyince mutlu oluyoruz. İşte senin hiç çalışmana lüzum yok, Allah seni korur, işte üç çocuğun, beş çocuğun ,on çocuğun olsun aman merak etme Allah senin rızkını verir... E tabii böyle aptalca şeyler düşünen bir adam evrimi anlayamaz. Anlamak da istemez, işine gelmiyor çünkü. Yani evrim acımasız bir şey. Dawkins biliyorsunuz "Evrim acımasız bir şey, ama biz insanların aklı var. Dolayısıyla evrimde kötü durumda kalmış hayvan veya diğer insanlara yardım etmeliyiz." diyor. Yani evrim bunu böyle getirdi diye bir tane de bizim vurmamız şart değil, diyor. Ona yardımcı olmalıyız, diyor; fakat bunları anlayabilmek için genel bilim kültürü almış olman lazım. Bu yok Türkiye'de, hiç yok.
-Hiç mi olmadı peki?
-Hiç olmamış hayır, hiç olmamış. Yani Atatürk'ün büyük çabası bunu yerleştirmekti. Onun için Almanları getirdi, onu getirdi, bunu getirdi filan ama adamın on beş senesi vardı yahu, on beş sene sonra öldü adam. On beş sene yönetebildi Türkiye'yi, e on beş senede de yapılacak tonla iş var; işte sanayi getirilecek, demir yolları yapılacak, alfabe değişecek, değil mi, yani o saçma sapan yazdığı okunamayan alfabeyle... En iyi tahsil görmüş adam bile ,daha önce duymadığı bir kelimeyse, yazdın mı okuyamıyor. Yani bu sıkıntıların olduğu bir yerde tabii evrimin anlaşılması mümkün değil.
-Siyaset Meydanı'nda iki tane ilahiyatçımızla yayına çıktınız, ben bu yayını izledikten sonra bir şeyi çok merak ettim: Genelde bilimden gelen insanlarla ilahiyatçılar bir araya gelmezler, çünkü bu hususta karşı tarafın bilimsel olmayan fikirlerine meşruiyet kazandırmak istemezler; ama siz çıktınız, neden?
-Ben tabii çıkarım, gayet basit, şimdi benim niyetim toplumumu eğitmek, adamın ne kadar zırva konuştuğunu göstermen lazım. Bırak konuşsun, senin göstermene gerek kalmıyor zaten o kendini ele veriyor. Dolayısıyla onlara fırsat vermek lazım, bırak konuşsunlar. Ve ben ondan sonra, ekşi sözlükte, orada, burada filan reaksiyonlara baktım; o tartışmanın galibi benim milletin gözünde. Anlatabiliyor muyum, işte bunu sağlamak lazım.
-Yani faydası olduğunu düşünüyorsunuz?
-Tabii, kesinlikle. Ben o programdan sonra ilahiyat öğrencileriyle uzun uzun oturdum dışarıda, lak lak ettim. Bunu yapmak lazım. Yani adama "Sen bilmiyorsun, git oradan." dememek lazım.
-Size göre İslam dini bilimin önünde mi duruyor?
-Evrime yeniden dönmek istiyorum hocam. Çok genel bir soru soracağım, birçoklarının kafasını kurcalayan bir soru bu: Evrim mekanizması nasıl çalışır?
-Çok basit. Evrim mekanizması, herhangi bir canlının içerisinde meydana gelen bir mutasyonun, yani küçücük bir değişikliğin, o canlının çevresinden bu değişikliği geçirmeyen diğer canlılara göre daha kolay istifade etmesi ve bu kolaylığı kendi çocuklarına geçirerek ötekilere üstünlük sağlamasıyla oluşuyor. Dolayısıyla ötekiler bu grupla aynı çevre içinde yaşadıkları için, bu grup eğer çevreden daha iyi faydalanıyorsa, ötekiler zamanla çevreden faydalanamamaya başlıyorlar ve dolayısıyla ortadan kalkıyorlar, bu birincisi. İkincisi ise talihsizlik. Dinozorların ortadan kalkışını düşün; dinozorlar çevreye fevkalade uyum sağlamış, muazzam bir çeşitlilik gösteren bir grup. Gök taşı bir çakıyor, nereden bilsin hayvan, buna uyum sağlayamaz ki, değil mi, dinozorlar gidiyor, bütün büyük sürüngenler gidiyor, bir anda kayboluyorlar. Böylece bize ortam açılıyor. Şans, tamamen şans. Onun için mesela Engels, Charles Lyell'e çok kızıyor Dialektik der Natur'da. İşte diyor "Sen her şeyi şansa bağlıyorsun, bu böyle olamaz. Her şeyin kanunu kuralı olmalı." ve Marx, Darwin'in kitabı için "Bu, insanlık için bir hicviyedir." diyor.
-Cansızlıktan canlılığa nasıl geçildiği de çok merak edilen bir konu. Bu nasıl oldu?
-Yani bunun nasıl geçildiği 1950'lerde ortaya çıkarıldı, değil mi, Miller-Urey deneyiyle bir kabın içerisinde canlı malzemesi (bir takım moleküller) koyarak ortaya çıkartıldı bu. Bir kere canlı dediğinde canlının tanımı nedir? Mesela virüs canlı mı değil mi? Kendi başına düşünen bilgisayar canlı mı değil mi? Her şey tanıma bağlı yahu. Mesela ilk organik moleküle nasıl geçildi? Ya da ilk organik molekülden aminoasite nasıl geçildi? Bunların hepsini yapmak, sentezlemek mümkün, tabiat da böyle yapmış.
![]() |
Archaeopteryx |
-Mesela dinozorlar nedir? Bütün bir dinozor süper sınıfı ara geçiştir. Şimdi mesela Archaeopteryx'i ele alalım, nedir Archaeopteryx? Biraz kuş biraz sürüngen. Yani kuş desen dişleri var yahu, bir de eşek gibi bir kuyruk var.
Ara tür meselesinde asıl sorun şuradan kaynaklanıyor: Herkesin kafasında A türü > Ara tür> B türü gibi bir şema var. Bu şunu gösteriyor, siz bir düz çizgi gibi bir şey düşünüyorsunuz ve bu çizginin üzerinde belirli duraklar olduğunu varsayıyorsunuz. İşin doğrusu evrim bir sürü dalda oluyor. Pek çok paralel çizgi belirli ortamlara uyabilmek için aynı zamanlarda değişik evrim etaplarındalar. Mesela su samuru ve dev nehir samuru aynı aileden olmalarına rağmen birisinin ayağında perde yokken diğerininkinde var ve bunlar aynı anda yaşıyorlar.
-"İnsana gelince evrim durdu." şeklinde bir iddia var,hatta evrimin teorisini çürütmek(!) adına da çok kullanılıyor, doğru olmadığı aşikar, fakat ben yine de size sormak istiyorum.
-Şimdi insan deyince bir sürü tür var, floresiensis var, neanderthalensis var, erectus var, bunların hepsi var, niye dursun evrim? Biz tesadüfen son oyuncuyuz, bizden sonrası da gelecek çok yakında. Tabii, bizden çok daha zekisi çıkacak filan. Yalnız bizim şöyle bir yaptığımız iş var: Biz ortama müdahale etmeye başladık, biz çeşitli nedenlerle başarısız olması gerekenleri de başarılı hale getirdik. Dolayısıyla evrim yön değiştirdi bizde, yani artık eskisi gibi hızlı koşamayanı filan elemiyor evrim; bunun yerine belki de ileride aptalları elemeye başlayacak, zekaya göre bir eleme olacak. Daha insan çok yeni yahu, daha son yüz bin senedir varız, daha neler olacak ve oluyor da aslında. Mesela biz zencilerle farklıyız, zenciler bizlerden daha kolay doğurabiliyorlar; çünkü adamların kalça kemik yapıları değişik.
Celal Şengör röportajlarının böylece sonuna geliyoruz sevgili okuyucular. "Evrim" temalı bu röportajımızın sizlerde ufak da olsa bir merak duygusu yaratması, araştırma isteği doğurması en büyük temennimiz. Röportajın mecburen kısıtlı kaldığının bilincindeyiz, bu sebeple, evrim konusuyla ilgilenen, araştırmak isteyen okuyucularımıza daha çok yardımcı olabilmek adına aşağıda bazı faydalı bağlantılar paylaşacağım.
Diğer röportajlarımızda görüşmek üzere, hoşçakalın.
1-)Celal Şengör'ün "Ara Form" temalı sunumu indirmek için tıklayınız (Kendisinden bizzat aldık, muhtemelen başka yerde yok.)
2-)Evrim Konusunda A'dan Z'ye bilgi sahibi olabileceğiniz, herkesin anlayabileceği bir kaynak: Evrim Ağacı için tıklayınız
3-)Röportajımız içinde geçen Miller-Urey deneyinin içeriğini öğrenmek için tıklayınız
4-)Yine röpörtajımız içerisinde geçen, Celal Şengör'ün ilahiyatçılarla çıktığı Siyaset Meydanı programı için tıklayınız
5-)Celal Şengör'ün evrim temalı bir videosu için tıklayınız
Röportaj: Salim ECE & Merve PEKER
Fotoğraflar: Merve PEKER